Siz değerli konuklarımızla buluşarak ALİAĞA üzerinden ilerleyerek turumuza başlıyoruz. Uygun bir yerde kahvaltımızı yaptıktan sonra, yolumuza devam ediyor ve Ege Denizi’nin sarmaladığı 22 adasıyla adeta bir yeryüzü cenneti olan AYVALIK girişinde, CENNET TEPESİ’ne uğruyoruz. Burada, Ayvalık, Cunda ve Adaların muhteşem manzarasını seyrediyor ve fotoğraf çekimi için kısa bir mola veriyoruz. Daha sonra, taş döşeli yolları, birbirinden güzel taş evleri ve kilise kalıntıları ile şirin AYVALIK sokaklarını gezmeye başlıyoruz. Ayvalık’ın Neo-Klasik dönem mimarisini ve sarımsak taşının mimari ile uyumunu gözlemleyip, fotoğraflarımızla bu güzellikleri ölümsüzleştiriyoruz. Gezimiz esnasında, birbirinden güzel antikacılara ve sanat atölyelerine uğrayıp alışverişler yapıyoruz. İmren Pastanesinden meşhur Lor Tatlısı’ndan da almayı unutmayın! CUNDA ADASI’na giderken, Cunda’nın yeni köprüsünden, daha sonra da ülkemizin ilk Boğaz Köprüsü’nden geçiyoruz. Cunda merkezine ulaştığımızda, arnavut kaldırımlı dar sokakları, eski Rum evleri ve rengarenk kafeleriyle büyüleyici bir yer olan bu şirin adayı geziyoruz. Koç Ailesi tarafından restore edilerek, İstanbul ve Ankara’daki Rahmi Koç Müzeleri’nin devamı niteliğinde, içinde oyuncaklar ve antika arabaların bulunduğu bir müzeye çevrilen Taksiyarhis Kilisesini de ziyaret ettikten sonra, enfes balık ve mezelerden, veya çıtır bir ayvalık tostundan oluşturabileceğimiz öğle yemeğimizi almak için serbest zaman alıyoruz. Zeytin, zeytinyağı ve yöresel peynir alışverişlerimizi de tamamlayıp, sahilde yürüyüşlerimizi yapıyor ve 150 yıllık Taş Kahve’de mola veriyoruz. Turumuzun devamında, ŞEYTAN SOFRASI’ na hareket ediyoruz. Burada, şeytanın ayak izini simgeleyen demir kafes içindeki izi görerek, Midilli Adası manzarasına karşı kahvelerimizi yudumluyoruz. Güzel bir günün ardından, geri dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalara bırakarak, bir başka keyifli ve neşeli seyahatte buluşmak ümidi ile vedalaşıyoruz.
